Bu hafta inanılmaz yoğundu, kendi kendime söz vermiştim daha çok post hazırlayacağım blog için diye ama olmadı… Neyse sağlık olsun, hoşluk güzellik olsun, gönüller bir olsun… Haftasonunuz çiçek gibi geçsin… Bu arada yoğunluktan bir önceki postta yaptığınız harika yorumlara cevap bile yazamadım. Herkese çok çok teşekkür ederim… I was very very busy this week. I had given a promise to myself to sharing more post on my blog but I could not... Anyway, I hope the next weeks I can be more organized... I wish all of you have an amazing weekend...
Bir sürü iş yaptım bugün, o yüzden iç rahatlığıyla haftasonunun tadını çıkartabilirim. Bu haftasonu hepimiz için süprizlerle dolu olsun, çook mutlu olalım çoookkk… I wish all of you have an amazing weekend…
blogged on cafenoHut
Haftasonunuz harika geçsin… / Have a wonderful weekend…
Seven, sevilen, sevmesini bilen herkese mutlu haftasonları… Have an unforgettable weekend to anyone who knows "love" ...
Haftasonunuz sevgi dolu, sıcacık ve çoook keyifli geçsin… I wish all of you have a cosy and peaceful weekend.
Ah ahhh ne çabuk Cuma geldi yine anlamadım! Halbuki bu haftaya başlarken ne planlarım vardı. En azından 3 post koyacaktım bloga… Olmadı! Olur inşallah… Haftasonunuz tam da planladığınız gibi geçsin. Neşeli, mutlu, huzurlu… I have been working very hard in these days as always but it is finally Friday and I want to enjoy at home during weekend… I'm wishing you have an amazing weekend also…
Hava o kadar güzel ki, delicesine kızgın ve isyankar olmama rağmen ıslık çalıp, hoplaya zıplaya dışarılarda avarelik edesim var… Umut güzel şey… Haftasonunuz sizin istediğiniz gibi geçsin, başkalarının istediği gibi değil… . . . . . . . . . . Despite unacceptable things happen in Turkey, the sun is shining outside, there's the smell of spring and my heart is wiggling... I wish all of you have gorgeous weekend... Love...
Sevmesini bilen herkesin sevgililer günü kutlu olsun …. Mutlu haftasonları… I wish all of you have a happy valentine's day and wonderful weekend…
Haftasonunuz neşe içinde geçsin… Have an amazing weekend…
Mis gibi, bahar tadında bir haftasonu olsun… Whishing you have an amazing weekend…
Hepinize neşeli, huzurlu, cıvıl cıvıl, keyif dolu yani rüya gibi bir haftasonu diliyorum. I wish all of you have a joyful, peaceful, lively so a dreamy weekend.
Hafta sonunuz neşe içinde geçsin… Have a joyful weekend...
Hepinize benden harika bir haftasonu gelsin, neyse bedeli öderim… Wishing you have an joyful, cosy and peaceful weekend.
İnsan içinden ne geliyorsa onu yapmalı bence. Mesela ben dikiş makinası ile tanıştığımdan beri içimden hiç kıyafet dikmek gelmiyor. İlla ev ile ilgili şeyler dikeceğim, yastık, masa örtüsü gibi şeyler mesela. Çanta ve mutfak önlüğü de dikiyorum ama en çok yastık dikmeyi seviyorum. Bir de cici bici şeylerle uğraşmak hoşuma gidiyor. Fistolar, danteller, pembeler, maviler… Böyle oluncada direk çocuklar için yapıyorum ne yaparsam. Etrafımda çok çocuk olmadığından da boyut konusunda kafam biraz karışık gerçi. Çanta dikiyorum anlamsız boyutlarda mesela… Hangi yaş gurubu kızlar çanta takıyor bilemiyorum sonra. Ama sağolsun kardeşim o kadar ısrarcı ki elinden kurtulmanın tek yolu istediğini vermek. İlk annemler bizdeyken bir etek dikmiştik, daha doğrusu annem dikti bana gösterdi, sonra bir gün bana pijama altı dik dedi, “yok canım istemiyor, ayy dikemem, oofff uğraşamam onunla” desem de en sonunda getir en rahat ettiğin bir tanesesini diyip, oturdum onu kalıp yapıp, hart hart kestim kumaşı, sonra dondum kaldım. İki bacağı nasıl birleştireceğim birbiriyle diye baktım iki ayrık paçaya. Bir şekilde birleşti, oldu- bitti ve giyiyor şimdi. Eminim çok daha pratik yolu vardır pijama altı dikmenin. (Bir ara fotoğraflıyayım onu da). Altınoluk’da da başladı bana etek dikin, o kadar makine aldık hiç bir şey dikmiyorsun gibilerinden konuşmaya… Ağlamayana meme yok lafı ne kadar doğru, o konuştukça biz diktik annemle, iki etek bir ev elbisesi. Makinayı aldığımızdan beri kendime hiçbirşey dikmedim henüz. Ne çanta, ne makyaj çantası ne de başka bir şey… Gerçi böyle daha mutlu oluyor insan. Eteklerden biri işte şu fotoğraflarda gördüğünüz. Bu kumaşı yine kışın ortasında henüz dikiş makinam yokken almıştım. İndirime girmişti IKEA’da, bende yazlığın balkondaki divanı için alıvermiştim epeyce. Bir şekilde ya annem diker, sıkılırsa bir terzi buluruz diye düşünmüştüm. Benim dikeceğim hiç aklıma gelmezdi. Minderleri, yastıkları diktim biraz kumaş arttı baktım bizimkisi de etek diye inliyor, gel dedim bozarsam bozarım bundan etek dikelim sana. Eteği diktik, küçük parçalardan da anneme çanta çıkarttım: ) Zaten hiç kumaş atmıyor bizim evde, boyutlarına göre poşetlere ayrılıyor tüm parçalar. Benim zevklerim çok çabuk değişiyor. Zaten hep diyorum ya çok değişken biriyimdir diye, birşeyi bugün seviyorsam yarım hiç de hoşlanmayabilirim. Mesela şu sıralar daha çok soft renklerden hoşlanıyorum. Bu kumaşı alırken ise seviyordum böyle canlı renkleri. O yüzden pek de heyecanla başlayamadım dikmeye ama bitince misler gibi balkonu yıkayıp ailece karşısına geçip baktığımızda pek hoşumuza gitti bu divancık. Cıvıl cıvıl oldu, her gören bayıldı. Ha bu arada bu armut da neyin nesi diye sorarsanız, babamın kardeşime doğumgünü hediyesi. Altınoluk’dayken kardeşimin doğumgünüydü. Babam 3 gün öncesinden başladı sana çok özel bir hediyem var diye konuşmalara, nasıl heyecanlı, sanırsın araba anahtarı verecek: ) Doğum günü sabahı gizlice benim yanıma gelmiş, hediyeleri şimdi mi veriyoruz diye soruyor, yok dedim, akşamüstü pastayı üsledikten sonra verelim… Zor bekledi o saati. Sonra törenle gittik armutu kopartmaya ağacın başına. Ağaç denmez gerçi ona katır gibi bir şey, incecik bir iki dal, ben kadar bir boy ve zavallının üstünde zor taşıdığı bir tek meyvası bu armut. Babam gözü gibi bakmış taşıyamayıp düşürmesin onu diye, bu yüzden bu kadar kıymetli. Neyse işte gittik koparttık, ağacımıza teşekkür ettik. Ucuna da kurdelamızı bağlayıp verdik normalde kazık kadar olan ama bizim evin biricik küçük kızına. Hepinize havalar hala sıcakken harika bir haftasonu diliyorum... Normaly I don't like and I don't want to sew dress, skirt or any outfit. I like to sew cushions, tote bags and another things for home or children. But my little sister always wants some things for herself from me like a skirt or a dress... I'm not a sewing expert, but I'm doing whatever she wants for get rid of her: ) I had bought this fabric from IKEA for a long time ago. That time, I used to like vibrant colors more than but now I prefer the soft colors but we liked this small sofa with this new clothes. It looks like a rainbow. after sewing these covers for our sofa, I sewed a skirt for my little sister and a tote bag for my mom with the remainning fabrics. This skirt is my first trial and I don't want to sew again: ) Let's talk about Pear.... We celebrated my little sister birthday a few weeks ago. This pear was my father's present for her. We have a very very small pear tree and this year, it just had one pear. It was very special present for her: ) Any way… I hope you all have a wonderful weekend while the weather is still warm.
blogged on cafenoHut
5 ‘e 2 adında bir diyet yapıyoruz Funda’yla ama 1,5 aydır anlayamadık iyi mi kötü mü, işe yarıyor mu- yaramıyor mu??? Haftanın sadece 2 günü 500 kalori alıyorsun diğer günler normal... Normal derken abartmıyorsun tabii… Yani öyle diyorlar da abartmamak biraz zor oluyor. Al işte bir hafta sonu kahvaltısı olabildiğince kalori yüklü, ballı, krepli, çikolata soslu… 500 kalori deyip de geçmeyin yiyecek bir şey bulamıyorsun kedi gibi dolanıyorsun ortada. Hafif bir incelme sezdim ama görünüşte öyle aman aman bir değişiklik yok. Gerçi benim vermek istediğim sadece 2 kilo. Tabii bunu nasıl anlarım onu da bilmiyorum çünkü hiç tartılmam… Tahmin ediyorum, diyorum 2 kilo versem rahatlarım… Biz bu 500 kalori günlerini Pazartesi ve Perşembeleri yapıyoruz. Anlayacağınız dünkü açlıktan sonra bu saatte yemek fotoğraflarına bakıp sulanıyorum işte… Yarın olsun yine şöyle mükellef bir kahvaltı hazırlayacağım… Hafta sonunuz lezzet dolu geçsin… We, I and my little sister have gone on a diet which called the 5:2 diet , You should have heard, the 5:2 diet is a diet that limits the calorie intake for 2 days, then eating normal for 5 days. This type of diet is called ‘intermittent fasting’ We chose "Monday" and "Thursday". I mean after fasting yesterday, my only thought is to eat something. We still were not sure, this diet is beneficial or not? I have been looking at food images for a while on pinterest, my album and food blogs... And I want to be on the weekend as soon as, I will prepare a breakfast like this again!!! Have a tasteful weekend…
Bu gün tam özlediğimiz bahar havası var dışarıda, o kadar güzel ki, o kadar özlemişim ki tüm gün bu havaya yaraşır bir şekilde avare avere baktım etrafa, tabii iş yerinde pekolmadı bu iş ama yapacak bir şey yok, koptum ben bu sıralar. Dün de bizimkiler geldi bi 10-15 günlüğüne, sonra bizim bir tatil var, ee sonra seçim falan… bu gidişle benim o her postta bahsettiğim eski rutinime dönmem bu yakınlarda pek mümkün görünmüyor: ( Ondan sonrası için hevesliyim ama : ) Hepinize cıvıl cıvıl bahar tadında bir haftasonu diliyorum… I’m wishing you have an amazing weekend…
Haftasonunuz mis gibi zencefil tarçın kokularıyla, huzur dolu geçsin… Have a peaceful and cosy weekend filled with smells of ginger and cinnamon...
Bambaşka fotoğrafları düzenleyip, oh oh daha zamanım var nasılsa yazısını yazarım diye gezinirken bir baktım saat 17:30 olmuş!!! Hadi ben hafiften masamı toparlamaya başlayayım… Hepinize birazcık nefes alabildiğimiz, huzur dolu, keyifli bir haftasonu diliyorum… Very very hot here in the last few weeks... It's difficult to concentrate on something and hopefully next week we can get some cool ... I wish all of you have an amazing weekend...
Herkeslere tarçın kokulu bir haftasonu diliyorum… I wish you, have a cinnamon-scented weekend...
Neşeli olsun haftasonunuz, şöyle en güzelinden… Have an amazing weekend…
Hafta sonunuz cıvıl cıvıl, yaza yakışır geçsin… Herkese hayırlı Ramazanlar… I’m wishing you have a wonderful weekend…
Geçenlerde hani bahsetmiştim ya oturduğumuz odada bir değişiklik yapalım dedik, masayı kedi yavrusu gibi oradan oraya taşıdık, sonra yine eski haline getirip oh dünya varmış diye mutlu olduk… Hah işte o değişikliğin olduğu anlardan birinde bir Pazar günü pencere önündeki masada keyif yaparken, daha doğrusu oynarken çekmiştim bu fotoğrafları. Bazen masanın başına oturuyorum, hah diyorum şimdi çay ya da kahvem yanımda, dergim önümde, çiçeğim yamacımda, tam keyiflik… Ama nerdeee.. Ayy dur bu anı ölümsüzleştireyim diye alıveriyorum makinayı elime, şakada şakada… bakmışım saatler geçmiş, hava kararmış… Keyif için ayrılan süre yorgun argın tamamlanmış… Neyse işte, haftasonu kartı hazırlayayım dedim, o mu olsun bu mu olsun derken karar veremedim, sonrada amaaan hepsi dursun burada diye olaya noktayı koydum… Bunun gibi o kadar çok fotoğraf var ki bilgisayarda… Bazen hafiften temizliğe giriyorum, gözüm hiç birşeyi görmüyor siliyorum, aman bunca zaman bakmamışım bundan sonra mı bakacağım diye… Sanki sırf fotoğraf çekmiş olmak için çekiyorum, maksat tüm haftasonu şlak şlak sesiyle Funda’yı gıcık etmek, çileden çıkartmak… Eee makul bence… Haftasonunuz güllük gülüstanlık geçsin… I had taken these images on one of the past Sundays... I have many many images which taken during the weekends... Generally, I'm sitting at the table for reading a magazine with a cup of coffee or tea and some lovely flowers... and suddenly I realize that I should immortalize this moment... When I'm thinking a few images, at the end, I'm having about 100 pictures... Always same... I wish you have a creative and joyful weekend...
Haftada bir uğrar oldum buralara. Kendime çok kızıyorum çoook… Yapmam gerekenleri bir türlü planlayamıyorum, daldan dala atlarken de bir bakıyorum ortada hala bir şey yok… Oturup adam gibi bir yapılacaklar listesi hazırlamam ve onu harfiyen uygulamam gerek… Neyse kendimle sonra konuşurum, şimdi size iyi haftalar dileyip hemen çıkmalıyım. Hepinize keyif dolu, harika bir haftasonu diliyorum. Kendinize çok dikkat edin bizim işyerinin yarısından fazlası grip ve işe gelemedi bile! I wish all of you have an amazing and cosy weekend…
Haftasonunuz sevdikleriniz ile beraber neşe içinde geçsin… Have a wonderful weekend…
Yine dert yanmayacağım korkmayın. Kabullenme moduna geçtim ben: ) Demek ki bu dönem de böyle geçecek, demek ki her şeye yetişmek mümkün olmuyormuş, demek ki teknoloji ilerledikçe günler kısalıyormuş… Geçen haftalarda Craft Cafe için hazırlamıştım bu basit projeyi, belki Sevgili Claire’nin bloğunda görmüşsünüzdür ama görmeyenler, görmek isteyenler, ay bu da neymiş diyenler olursa diye burada da paylaşayım istedim. Bir araba sopa yemiş gibiyim, tamam bunda hiç alışık olmayan bünyemin sporla tanışmasının büyük etkisi var ama bunun yanında son zamanlarda kafamın içi o kadar dolu ki, beyinsel yorgunluk yaşıyorum ve bir türlü sakinleyemiyorum. Devamlı yapmam gereken işleri sıralayıp duruyorum kafamın içinde, ıvır zıvır yığınla şey… Sanırım benim iyi bir tatile ihtiyacım var! Ben bu konuyu birazcık düşüneyim… Haftasonunuz sevgi dolu, huzur içinde geçsin… Yes, I have been accepted anymore, I don't have enough time to do everything I want and how time flies especially with technology... This is a temporary period, and I believe that I will find my balance: ) ( I hope) I would like to share with you one of my Craft Cafe projects which was published for a while ago on dear Claire's blog which called hearthandmadeUk. I was also very late to announce it:( It is a quite easy and known project and if you want to see details you should visit here... I'm wishing you have a cosy and peaceful weekend.
Biz birazdan yola çıkacağız, arabayı yine tıka basa doldurduk! Yani 4 kişilk çekirdek bir aileyiz ne taşıyoruz oradan oraya bilmiyorum. Babam şimdi Balıkesir’de, akşam onu da alıp Altınoluk’a geçeceğiz, o geldi mi ben arkaya geçeceğim, malum şöför Funda! Artık arka koltukta kendime nasıl yer bulurum, nasıl ezilip büzülür kıvrılırım bilmem. Neyse tatilin her türlüsü keyifli hiiiç nazlanmamam gerek, koskoca yıl şu bir haftayı bekliyoruz tüm çalışanlar olarak malum… Hadi bize iyi yolculuklar, size de hem harika bir haftasonu diliyorum hem de şimdiden iyi bayramlar… Kalın Sağlıcakla… We will be on our way soon for vacation. The next week, there is a religious holiday and we will be with our parent in Altinoluk. I am so happy... I missed them so much and I'm really very excited... I am wishing you have an amazing weekend and see you soon...
Geçen sene Nisan ayında ilk Craft Cafe projelerine başlamıştık hearthandmade uk blogundan Claire ile birlikte, ne çabuk 1 yıl olmuş anlamadım bile.. İşte sevgili Claire, 2014 yılı içerisinde Craft Cafe başlığı altında paylaşılmış olan tüm projeleri bir dosya da toplamış. Link burada. Haftasonu yapacak şey bulamayanlara belki esin kaynağı olur içindekiler… Haftasonunuz sevdiklerinizle birlikte keyif dolu geçsin… We had started to share our DIY projects on dear Claire’s blog which is called heart handmade UK below Craft Cafe header almost 1 year ago... Claire has prepared a file including our first year DIY projects. It is an online publication for you to either view online or download! I!m sure you will like it... Link is here... And I wishing you have a wonderful and enjoyable weekend...
Bu akşam sezon kapanışı için son kez Altınoluk’a gidiyoruz.. Daha dün gibiydi bu yazki ilk gidişimiz… ne heyecan, ne mutluluk… Şimdi ise bahçede domatesler, biberler sökülmüştür, çiçekler budanmıştır… Eylül ayı hep çok güzel olur Altınoluk’ta, hava yumuşacık, deniz soğuk ama berrak, akşamları hafif ürperten bir esinti… (ki o bana pek hafif gelmez ben yine ne bulsam geçiririm üstüme…) Sivrisinekler de yoktur ortada… Normalde bizim evde hiç sinek olmazdı babamlar her yaz evi baştan sona ilaçlarlar içeride sinek barındırmazlardı , bu sene üşendiler yapmadılar… Belediye de pek iyi çalışmadı sanırım, ilaçlama çok az yapıldı sokaklarda. O yüzden akşamları balkonda otururken sinekler musallat oldu bizimkilere… Nedense bana hiç gelmediler. Aslında bunu şimdi burada yazdım ya uğuru gitmiş olabilir, çünkü kendi kendime inanmıştım buna. Yani her akşam oturuken tüm ahali ahhlar ohhhlar çekerken, hart hart kaşınırken ben hiiiç sesini çıkartmıyordum… Aaaa beni hiç ısırmıyorlar dersem, sineklerin bunu duyup; demek öyleee diyerek saldıracaklarını düşündüğümden siniyordum, kıs kıs gülüyordum onlara… Bu arada annem hani şu ilaçlama arabalarına “FİLİTÇİ” diyor.. Yine bir akşam üçümüz balkonda muhabbet ederken babam geldi ne oldu diyerekten, Annem de filitçi geçti onu konuşuyorduk dedi. Babam ise eee bu saatte ne simiti diye şaşkın şaşkın söylendi ve tekrar spor programını seyretmek üzere içeriye girdiJ Annem hiçbir şey anlamadı, işine devam etti… Bizde bir ona bir diğerine baktık ne dönüyor burada anlamaya çalışarak… Çok iyi anlaşıyorlar bizimkiler yani haberiniz olsun... Hepinize neşe dolu bir haftasonu diliyorum... This evening we will go to Altinoluk for season closing. I remember our first visit the beginning of the summer like yesterday. I love there in September.. The weather is mild, sea is cold but brilliant. during the night may be little bit chilly, but this is not important. Sometimes my mother and father are speaking different subjects and they do not understand this:) they don't hear very well each other. But nevertheless they are happy:) I missed them... I wish everyone "overjoyed weekend".
İşden çıkmama çok az kaldı ama o kadar yoruldum ki masadan kalkacak halim yok… Kafamda da binbir plan... Hepinize neşe dolu bir haftasonu diliyorum…
Bu gün tam özlediğimiz bahar havası var dışarıda, o kadar güzel ki, o kadar özlemişim ki tüm gün bu havaya yaraşır bir şekilde avare avere baktım etrafa, tabii iş yerinde pekolmadı bu iş ama yapacak bir şey yok, koptum ben bu sıralar. Dün de bizimkiler geldi bi 10-15 günlüğüne, sonra bizim bir tatil var, ee sonra seçim falan… bu gidişle benim o her postta bahsettiğim eski rutinime dönmem bu yakınlarda pek mümkün görünmüyor: ( Ondan sonrası için hevesliyim ama : ) Hepinize cıvıl cıvıl bahar tadında bir haftasonu diliyorum… I’m wishing you have an amazing weekend…
blogged on cafenoHut
blogged on cafenoHut
Sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz sıcacık bir haftasonu olsun… Happy Holliday my dear friends, I know you’re in holiday and I wish you have a jolly holiday…
Normalde Cuma günleri sevilir değil mi, yok ben sevmiyorum. Nedense işler Cuma günleri ayyuka çıkıyor, herkes sanki cumartesi günü inşaata başlayacakmış gibi acil acil diye taciz edip duruyor. Etrafımdakiler tatil rehavetine kapılmışken ben yine harıl harıl çalışıyorum: ( Neyse az kaldı günün bitmesine, bir şekilde geçecek zaman ve bir bakmışım çıkmışım işten… Size bahsetmedim değil mi Haziran başında bir haftasonu Altınoluk’a gittik biz, sezon açılışına, geçen seneki aynı teraneyi yaşadık yine. Çok fazla fotoğraf çekemedim, bir kaç çiçek, birkaç biber fidesi biraz da babamın gözbebeği karpuzları fotoğrafladım o kadar. Şu yukarıdaki çiçekler de işte o zaman çekildi. Keşke daha yakın olsaydı şu Altınoluk da her haftasonu gidebilseydik, resmen burnumda tütüyor. Tatili iple çekiyorum. Hepinize bol keyifli bir haftasonu diliyorum, tatile gidenler benim için de bol bol yüzsün, dinlensin. Not : Bu arada ben bloglardan sadece birkaç kişi ile tanıştım, bir türlü denk gelemedim bir bloger toplantısına o yüzdendir tekrar hatırlatmak istedim hani dün bahsettiğim AtölyeCurcuna açılışını. Everybody likes Fridays but I don't like. Our customers are going crazy every Friday : ) There are so many things I have to do. Anyway I don't want to think this... After a short time, I'll be out the office and I'll forget everthing: ) I hope that you have a wonderful weekend.
Bir ara şu desenli bantlarda takmıştım kafayı, her gördüğüm yerde alıyordum, sanki birkaç güne savaş çıkacak da evden dışarıya adım atamayacağım ve habire hobisel işler yapacakmışım gibi… Aman bir köşede dursun ne olur ne olmaz diyordum… Gerçi Funda’nın dediyse; alıyorsun alıyorsun şu bantları bir kere hayırlı, adam gibi bir işte kullandığını görmedim, senin hobin bant almak… Aynen de böyle olmuştu… Şimdilerde kanıksadım durumu, depoladım da yeteri kadar, rahat ve huzurluyum band konusunda yani. Bu defteri de taaa kışın yapmıştım, içi kareli kapağı dümdüz bir defterdi, bizim alınacaklar listesi defterimiz. Canımız sıkıldımı alıyoruz bu defteri elimize tarihi atıp başlıyoruz o an için almak istediklerimizi sıralamaya, evinden, objektifine hatta ezine beyaz peynirine kadar…. O an neye ihtiyacımız varsa, ya da gönlümüzden ne geçiyorsa… Sonra başka bir zaman tekrar elimize aldığımızda, önceki tarihli listelere bakıyoruz, hangileri gerçekleşmiş diye, yanlarına artıları koyuyoruz… O listeye giren bir çok şey öyle ya da böyle alınıyor, biz buna inandık yani… Hah işte bizim için bu kadar önemli olan, devamlı sehpanın üzerinde duran defteri birazcık süsledim şu desenli bantlarla, bir de pul yapıştırdım, köşeciğe de küçük bir kalp… Şirin oldu, hareket geldi, aman pek sevdik işte… NOT; Sormadan yazayım; desenli bantların çoğunu yurtdışından aldım,bir kısmı hediye, sonra D&R’dan, Tchibo’dan ve ETSY’den de aldıklarım oldu. Akıl nerde olursa göz onu buluyor yani… Yine NOT: Geçen Cuma Funda’nın doğumgünüydü yaa, yazdığınız güzel mesajlar ve dilekleriniz için çok teşekkür ederim, Funda’ya da okudum hepsini, çok mutlu oldu ama o bir türlü yorum bırakamıyormuş !!! Ablasına bak sonra bir de kardeşe bak!!! (Rahat rahat yazıyorum çünkü burayı okumayacağına da eminim) It was very difficult to find these patterned tapes until before a few months in Turkey. I used to buy them from ETSY or in abroad. Now it is better, we can find it some shops and online shops. I made this notebook a few months ago. We use it for our "shopping lists", it is always on my coffee table and we write everything from a new house or a new lens to cheese: ) If we write something new in here , it will be ours. We beleive this:) As you see, it is simple but looks cute, isn't it??